Hiç birine deli gibi sevdiniz, âşık oldunuz mu? Peki, bu
kişiyi kendinize zorla sevdirdiniz mi? Cevabınızı sizden başka kimse bilmiyor
olabilir; ama unutmayın ki mutlu olacağınızı düşündüğünüz şeyler yapmak sizi
her zaman mutlu edecektir. Çünkü sizin neyi mutlu edeceğini veya etmeyeceğini
sadece kendiniz bilebilirsiniz.
Luc Besson’un yönetmenliğini üstlenmiş olduğu “Sevginin Gücü:
Leon” da aynen bu iki soru üzerine kurulmuş ve hayatını şekillendirmeye çalışan
küçük bir kız ve acımasız, soğukkanlı bir katilin hikâyesini temel almış kusursuz
denilebilecek bir başyapıt olarak beyazperdeye aktarılmıştır. Yapımı 1994
olmasına rağmen her dönem izlenebilecek bir film olarak izleyici karşısına
çıkan “Sevginin Gücü: Leon” izleyiciyi kendisine bağlamakta ve film içerisinde
hissedilen duyguları sizlere çok rahatlıkla aktarabilmektedir.
Filmin türünü belirtmem gerekirse dram, gerilim ve suç üçgeni
içerisinde çevrildiğini rahat bir şekilde söyleyebilirim. Filmdeki olay örgüsünün
ise Natalie Portman’ın canlandırdığı Mathilda (küçük kız) etrafında geliştiği
gözlemlenmektedir. Mathilda ailesi tarafından sevilmeyen ve içine kapanık bir
kız olarak bizlerin karşısına çıkmaktadır. Hayattaki tek sevdiği kişi küçük kardeşidir.
Fakat babasının uyuşturucu mafyası ile sürtüşmesinden dolayı bütün ailesinin
ölmesi üzerine hayatını kurtarmak için kapı komşusu Jean Reno’nun canlandırdığı
Leon’a sığınmaktadır. Leon, acımasız, soğukkanlı ve bir seri katil olmasına
rağmen Mathilda’ya kanatlarını açmış ve onu korumaya başlamıştır. Aralarında
zaman geçtikçe bir bağ oluşmuş ve Leon, Mathilda’nın mutlu ve iyi olması için
elinden geleni yapmıştır. İşte tam bu noktada sevginin gücü ortaya çıkıyor.
Çünkü sevgi, mutluluk, huzur veya güven gibi duygulara sahip olmayan biri nasıl
olur da küçük bir kız ile bunların hepsine bir anda sahip olur? Filmin
sonundaki Leon’un Mathilda’yı kurtarmak için kendini feda etmesi herkesi ekran
başında duygulandırırken arka fonda çalan Sting’in “Shape of my Heart” şarkısı sanki
sadece bu film yapılmış gibi filme damgasını vuruyor. Şarkının etkisinin ortaya
çıktığı anda Mathilda’nın gözyaşları ile birlikte izleyiciler de kendini
karakterin yerine koyduğunu ve onunla birlikte duygulandığını açık bir şekilde
söyleyebilirim herhalde.
Fransız yapıtı olarak beyazperdeye adını yazdıran “Sevginin
Gücü: Leon”, günümüzde halen en iyiler arasına girmekte ve yerini korumaktadır.
Filmin diğer bir adı da “Léon: The Professional” olarak izleyici karşısına çıkmaktadır.
Açık bir şekilde diyebilirim ki Jean Reno ile zamanında özdeşleşen ve dönemine
darbesini vuran “Leon” günümüzde halen ismini korumakta ve filmin popülerliğini
devam ettirmekte, desteğini sağlamaktadır. Sinema tarihinde adını altın
harflerle yer bulan “Leon”, eminim ki daha çok kuşak ileriye aktarılacak ve
adından söz ettirecektir.
Sevgi ve
sadakat her kapıyı açar.
İyi seyirler,
MS
Adam sonunda ölüyor
YanıtlaSil