21 Haziran 2014 Cumartesi

ANKARA’NIN TRAFİĞİNE ÇÖZÜM - Murathan Süer




 ANKARA'NIN TRAFİĞİ
          
Ankara denilince akıllarda neler uyanır? Çoğu insana böyle bir soru sorulduğunda karşılık olarak verilen cevaplar aynıdır: başkent olduğu, anıtları, abideleri, kimisine göre denizi olmayan bir şehir. Böyle bir soru karşısında herkesin pozitif şekilde soruyu anlayarak cevap vermesi insanların iyimser olduğunun bir göstergesi olsa da insanlar her gün sokakta, kendi yaşamlarında rastladıkları sorunları dile getirmekten çekinmektedirler. Bugün burada kaleme alacağım konu Ankara’nın bitmez tükenmez trafik sorununa karşın çözüm önerileri ile ilgili olacaktır. Günümüzde insanlar her ne kadar farkına varmasa da böyle bir sorunun olduğunu, geçen her gün daha da kötüye giden bir durum söz konusu olmaktadır ve şu an bu soruna çözüm bulunamazsa ileride kesinlikle çözüm bulunamayacak ve işler daha da sarpa saracaktır.

Yağmur sonrası köprü altı
Benim aklımdaki bir soru böyle bir şehir nasıl başkent olarak seçilmiş ve cumhuriyet tarihi boyunca akıllarda yüceltilmeye çalışılmıştır. Başkent demeye bin şahit isteyen böyle bir yer, böylesine çorak, kurak, yeşilliğin az bulunduğu, insanların standart olarak hayatlarını geçirdiği, rutin akış dışına kolay kolay çıkamadığı, her hangi bir yağmurda her yeri sel bastığı  bir yer olan Ankara nasıl olur da başkent seçilmiş aklımda hala bir soru.



Olmayan alt yapının aciz kaldığı an
Cumhuriyet ilanından günümüze kadar olan süreç içerisinde baştan sona hatalar üzerine dizayn edilmiş bir başkent görmekteyiz. Özellikle de son 20 yıl içerisinde her ne kadar başarılı trafiği rahatlatacak proje yapılmış desek de(bunlar köprü oluyor) bir çok gereksiz, işe yaramayan ve insanlara anlamsız gelecek proje yapılmıştır. Sonuç olarak diyebiliriz ki başkentte istikrarlı bir şekilde hata yapılmaya devam edinilmektedir.


Konumuza geri dönecek olursam benim ele alacağım konu Ankara’nın trafiği ile ilgili olacak. Her ne kadar motorlu trafik çerçevesi adı altında durumu çözmek için önerilerde bulunacak olsam da dosya trafiği de Ankara’nın trafik sorunları adı altında incelenebilir. Öncelikle Ankara’da neden bu kadar trafik var sorusuna cevap olarak fazla araba sayısı, yol kenarlarına park edilen araçlar, alternatif yol akışının bulunmaması, gereğinden fazla her yerde trafik lambasının bulunması, şehir merkezlerinde büyük alış-veriş merkezlerinin bulunması, , herkesin haddinden fazla sahip olduğu araba sayısı, devlet kurumlarının şehre serpiştirilmesi gibi durumlar sunulabilir. Araç trafiği olarak bu durumlar ele alınırken dosya trafiği olarak da kurumlar arasındaki uzaklığın fazla olması, gereksiz prosedürlerden geçme durumunda kalması veya da dosya aktarılırken ki insandan kaynaklı yavaşlık işlerin akmasına ve yavaşlamasına neden olmaktadır.

Benim burada ele alacağım durumlar bu saydığım konuları bir nebze olsun çözüm getirebilmek ve şehre uygulatabilmek. Hepsinin hesabı yapılmış ve mantık çerçevesi etrafında geliştirdiğim bu fikirler insanların çıkarlarına ters düşmüşse uygulanabilir ve şehir bir nebze olsun trafik yönü açısından uygulanabilir. Açık bir şekilde beyan etmek isterim ki çözüm olarak getireceğim projeleri ilk olarak gelişmekte, büyümekte olan bir şehir için tasarlamış bulunmaktaydım; ama bu durumu Ankara’nın daha gelişmemiş yerlerine uygulamanın da uygun olacağını düşündüğümden pilot bölge olarak başkenti seçmiş bulunmaktayım.

Çözüm önerilerimi madde madde açıklamalı olarak okuyucuma sunmaktan hoşnut olurum. Ayrıca bir gün gelirde projelerimden her hangi birini şehir üzerinde uygulandığını görürsem bundan gerçekten gurur ve onur duyacağımı baştan sizlere söylemeliyim. 

- Her bölgeye trafik lambaları koymak yerine, yaya alt geçidi veya yaya üst geçidi yapılması trafiğin akışının durmasını engeller. O yüzden her yere trafik lambası koymak yerine daha sistemli ve planlı bir şekilde insanların hayatlarına mal olmayacak şekilde hareket edilmesi taraftarıyım. Eğer motorlu araçlar için böyle bir durum söz konusuysa, örnek olarak Batı'dan Doğu'ya giden araç istikametini yerin altına alıp Kuzey'den Güney istikamete giden araçları da hiç bir etkiye tabi tutmadan yerin üstünden trafik olacak bir durum yaratmadan hatlarını çizebiliriz.

-Bisiklet yolu yapılması, insanların hem sağlıklı kalmasını hem doğayı korumasına katkıda bulunurken hem de trafik kaosunun bir nebze önünü alacağını düşünmekteyim. Dünyanın bir çok yerinde uygulanan bu proje Ankara’nın trafik sorununu çözebileceğine inanmaktayım. İnsanlar kısa mesafeli yerler için araç kullanmak yerine bisikleti tercih edeceği düşüncesi hem maddi hem manevi insanlara yararlı olacaktır. Hem benzin parası vermeyip maddi olarak rahatlayacak insanlar hem de manevi olarak trafik stresi çekmeyeceğinden hızlı bir şekilde gidecekleri yere varacaklardır. Geçenlerde Kayseri’de bulunduğum vakit gördüğüm çok güzel bir şeyi sizle paylaşmak istiyorum. Her yerde belediyenin bulundurmuş olduğu bisikletler var. Herkes belediyeden temin etmiş olduğu bireysel kart ile (bizim hiçbir işe yaramayan Ankara Kartın Kayseri Kart verisiyonu) bisikleti kilitli olduğu yerden çıkarmakta ve dilediğince kullanmaktadırlar. Bisikletle işi biten insan bisikleti tekrardan aynı yere bırakmak zorunda değildir. Şehirde her hangi bir yerinde bulunan bisiklet istasyonlarına başka bir yerden temin ettikleri bisikleti tekrar kartları ile bırakmaktadırlar.  Bisikleti bıraktıkları zaman elektronik tabeladan bisikletin ne kadar zaman kullanıldığı görülmekte ve ücreti otomatik olarak karttan çekilmektedir. Bisiklet yolu her ne kadar bulunmasa da Kayseri’de böyle bir bisiklet istasyonu olması dikkatimi çekmiş ve gerçekten hoşuma gitmiştir. Aynı şekilde Ankara için de bisiklet istasyonları kurulup bisiklet yolları ile halkın istedikleri yerlere gitmesinde yardımcı olacak projemin uygulanmasını görmek bana mutluluk verecektir. Umarım Ankara için bisiklet istasyonları ve bisiklet yolları en kısa zamanda hayata geçirilmiş olur. 

- Otomobil ulaşımının sıklığını azaltmak için kimi yerlerde yerin altından, kimi yerlerde yerin üstünden, kimi yerlerde ise hem yerin altından hem de yerin üstünden tren seferleri yapılmalıdır. Bu nebzede insanlar hem gidecekleri yere hızlı giderler hem de karmaşanın olmaması yoğunluğun birikmemesi için insanların bazıları yerin altından metro ile yolculuk etmeyi tercih edecekken bazıları ise yerin üstünden yolculuk etmeyi tercih ederek gidecekleri yerlere daha hızlı ulaşabilirler. Şöyle bir soru gelebilir: Peki insanlar yerin altındaki veya üstündeki insan yoğunluğunu nerden bilecek? Bunun cevabını ise açık bir şekilde teknoloji sayesinde demek olacaktır. Benim kafamdaki proje elektronik sayım yapacak olan bir turnike projesi aslına bakılırsa. Turnikelerden geçen insan sayısı kadar turnikelerin üzerindeki tabelaya insan yoğunluğunun, sayısının yansıtılacağı bir proje. Sırayla anlatmak gerekirse öncelik olarak hem yer altındaki trene hem de yer üstündeki trene giriş bölümü veya kapısı siz nasıl adlandırırsanız artık aynı yerden olacak. İnsanlar ulaşımlarını hızlı sağlamak için bu ulaşım yolunu seçtikten sonra turnikelerin önüne kadar gelecek. Örnek vermek gerekirse 5 tane turnike yerin altındaki trene açılırken 5 tane turnikede yerin üstündeki trene doğru yön gösteriyor olacak. İnsanlar duvarda asılı olan yoğunluğu gösteren tabelaya baktıktan sonra yoğunluğun az olduğu yeri tercih ederek kullanmak istedikleri turnikeden geçecekler. Bu fikre göre hem insanların sürekli bir araya toplanmasını engellemiş oluruz hem de hızlı bir şekilde insanlar şehir içinde trafik sorununa maruz kalmadan gidecekleri yerlere giderler. Sayaç nasıl ilerliyor diye devam edecek olursam her tren geldikten sonra sayaç sıfırlanarak tekrardan sıfırdan başlayarak turnikeden insanları saymaya başlayacak ve her şekilde yoğunluk doğru olarak hesaplanabilecek. Kurduğum projede insan faktörü üzerinden hesaplama yaptığım için yanılma payını da belirtmek zorundayım. Farz edelim ki tren geldi bazı insanlar binmedi. Bunun sonucu olarak makinedeki yoğunluk oranı yeni yolcular için yanlış belirlenmiş olacak . Bunun çözümü olarak da bir hafta veya daha uzun bir süre (bu durum projeyi gerçekleştirecek makam tarafından belirlenebilir.) kaç kişinin böyle tren gelip de binmediği hesaplanarak yanılma payı çıkartılabilir. Bunun sonucu olarak da yoğunluk tabelası üzerinde örnek olarak +10, -10 gibi not düşülerek yoğunluk üzerindeki yanılma payı da yeni gelip de turnikesini seçecek yolcular için gösterilebilir.

- Başta bu projelerimin Ankara için tasarlamadığımı söylemiştim. Örnek olarak gösterebileceğim bir proje. Eğer denize kıyısı olan bir büyük şehir ise deniz yolu kullanarak ulaşım için vapurlar kullanılabilir ve insanları vapur ile yolculuğa teşvik etmek veya ulaşımını daha da kolaylaştırmak için deniz seferleri yapan bölgelere tramvay hattı veya da teleferik hattı ile havadan destek sağlanmalıdır.

- Trafik yoğunluğuna sebep olup trafiği kitlemesine sebep olabilecek kurum ve kuruluşlar şehrin merkezlerine kurulmasından çok şehre yayılmasının şehir içerisinde ki trafik yoğunluğunu düşüreceği kanısındayım. Örnek olarak şehrin merkezine kurulmuş bir AVM veya da yoğun olarak sürekli gelinip gidilen bir şirketin trafiği kitlemesi kaçınılmaz bir durum değildir. Bu trafik sorunu bireylere hem manevi olarak zarar verecek olması bir yana kazaların kaçınılmaz olmasından kaynaklı bireylere maddi olarak da zarar verecektir. Bu yüzden dolayı böylesine yoğunluğun çok olabileceği kurumları şehrin merkezinden çok şehre çok da uzak olmamak şartıyla yaymak trafik sorununa engel olabileceğini düşünüyorum. İlerleyen maddeler içerisinde devlet kurumlarını şehrin çevresine yaymak yerine şehrin merkezine toplu bir şekilde getirmeye çalışma projem bu madde ile çelişmesini engellemek ve yanlış anlaşılmaması için kendimde söyleme gereğinde bulunduğum bir durum vardır. Bu maddede her hangi bir şirketin veya alışveriş merkezlerinin şehrin içinde olmasının sakıncası olduğu kanısındayım. Zaten neredeyse tüm insanların AVM’lere tıkıldığı bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlar dışarıda hayat olduğunu unuttu. Bir nebze de olsa dışarıda yaşadıkları hayatları unutmalarına rağmen bu AVM’ler yüzünden yarattıkları trafik sorununu engellemek için öne sürdüğüm bir projedir. Böyle kurum veya kuruluşları şehrin çevresine yayma düşüncesi.

- Trafikte kusurlu olan veya da kanunen suç olarak yapılmış ağır bir ceza karşısında insanlar affedilmemeli, düşük bir ücret ile cezalandırılmamalıdır. Ağır bir suçun karşısında, caydırıcılığı olmayan bir ceza verilmesi bireyin trafik içerisinde nasıl olsa bir şey olmuyor demesine sebep olacak ve trafik sorununu yeniden gözler önüne getirmek için açık bir sebep olacaktır. Bu yüzden benim fikrim trafikteki bir suç işleyerek trafiğin akışını bozmak, trafikte terör estirmek veya da trafik seyrini yerinden oynatacak her hangi bir suç karşısında en ağır ceza verilmeli, affedilmemeli ve cezalar caydırıcı olmalı ki bir daha insanlar böyle bir şey yapmayıp trafik kaosunu sebep olmasın.

- Kısa mesafeli(bir semt veya bölge içerisinde olabilir) veya da şehir içerisindeki ulaşım merkezlerine kadar(tren veya otobüs kalkış merkezleri olabilir) havadan teleferik kurulabilir. İnsanlar bu projeyi kullanarak hem hızlı bir şekilde gidecekleri yere gidebilir ya da dediğim gibi ulaşım merkezlerine ulaşarak yolculuklarını gerçekleştirebilirler.

- Hem trenlere hem otobüslere hem de vapurlara GPRS sistemi uygulanarak ulaşım araçlarının nerede olduğunu, ne zaman nereye gideceğini, hangi durakta saat kaçta olacağını insanlara şehir içerisindeki elektronik tabelalarda yansıtarak göstermek insanların gideceği yerlere daha güvenli ve daha hızlı bir şekilde trafik sorunu yaratmadan gitmesine olanak sağlayacaktır. Aklınızda belki şu soru gelmiş olabilir adam evinden bunları öğrenemez mi? Cevabım öğrenebilir. Günümüzdeki hayatımızda olmazsa olmaz diyebileceğimiz elektronik aletler ve özellikle de internet sayesinde bilgisayarlardan bu bilgiler öğrenilebileceği gibi telefonlara indirilen uygulamalarla da insanlar bulundukları her yerden istediği ulaşım aracının nerede olduğunu, ne zaman geleceğini ve kaç dakikada nerede olabileceğini bilebilir.

- Ağır yük taşıyan araçların yavaş hareket etmeleri üzerine trafiği yavaşlatmalarını engellemek için şehrin içine belli bir saat aralığında girişleri yasaklanmalıdır. Bu sayede araçların hızı kesilmeyecek ve hızlı bir şekilde ulaşımlarını sağlayacaklardır. Ayrıca trafiği yavaşlatan araçlar şehir içerisinde yasaklanan saatler içerisinde olamayacağından dolayı biraz olsun hızlı gidebilmek için çevreden, ufak da olsa bir delikten kaçmaya çalışan araçların kaza yapma olasılığını da engellemiş bulunabiliriz. Hem ağır yüklü araç yok hem kaza yok. Sonuç hızlı ulaşım.

- Şehrin belli saatlerinde yoğunluğun çok olduğu saatlerde okul servisi gibi araçların kullanılması yasaklanması gerekmektedir. Bu durumu örnek ile açıklamam gerekirse şöyle diyebilirim. Bir okulda en az 25 tane servis olduğunu düşünelim ki Ankara’da binlerce okul var. 10 tane okul birbirlerine yakın çevrede bulunan 10 okuldan aynı yere giden toplam 50 tane servisin ( her okuldan 5 servis) olduğunu düşünelim. Hepsi mecbur olarak aynı anda okullarından çıkış yapacağından ve aynı yere gideceğinden dolayı şehirde bir anda uzun ve yolda yeterince yer kaplayan, trafiği kitleyecek 50 tane yeni araç bir anda aktif olarak trafiğe çıkmış olacaklardır. Böyle bir durumun söz konusu olmaması için yoğunluğun çok olduğu saatlerde veya yerlerde böylesine özel görevi olan araçların şehirdeki trafik akışını engelleyecek veya seyrini bozacak yerlere girmesi yasaklanmalıdır. Bu da diğer bir alternatif olarak ele alınabilir.

- Yerin altına otopark yapılması gerekmektedir. Sokak veya cadde kenarlarına araç park edilmesi yasak edilmesi gerekmekte ve trafiğin yavaşlamasına sebep olacak hiçbir hareket yapılmaması gerekmektedir. İnsanlar araçlarını trafiğin akışını engellemeyecek şekilde belirli bir güzergah içerisinde yerin altına girerek araçlarını park edecek ve hayatlarını sürdüreceklerdir. Bu hem araç sahipleri için hem diğer insanlar için olumlu bir yapı olarak sergilenecektir. Ayrıca şehre dışarıdan gelen bir insan veya da şehir içerisinde yaşayan insanlar içinde dışarıda çok katlı bir otopark görülmemesi göz zevki açısından gayet pozitif bir yaklaşım olacağını düşünmekteyim. Kapitalizmden uzak tamamen sosyal-devlet çerçevesi altında yapılması gereken bu yapı insanlara hizmet vermekten öteye gitmemelidir. Açık bir şekilde demek gerekirse devlet böyle bir hizmet karşılığında hiçbir ücret almamalıdır.

- Mimari eserlerin var olduğu veya önemli tarihi binaların var olduğu yerlerde yer üstünden trafiği geçirip hayatı ve yapıları etkilememek için araç yolunu yerin altından geçirerek insanlara transit bir geçiş sağlanabilir. Bu durum hem insanların istedikleri yerlere gitmelerini daha hızlı bir şekilde olanak sağlarken hem de tarihi, önemli, insanların göz zevkine hitap eden binaların daha çok ayakta kalmaları, eskimemelerini sağlar; ve trafik yoğunluğundan ve koşuşturma yüzünden gözden kaçan yapıların tekrardan hatırlanarak incelenmesine olanak sağlar.

- Şehirde bulunan birbiri ile bağımlı binalar (bunlar şehre yayılmış olan devlet kurumları) insanların ömürlerinden zaman çalmamak için tekrardan bir araya getirilebilir. Bu durum insanların her gün bir noktadan bir noktaya koşturmasını engellemek için tamamen mantıklı bir girişim olacağını düşünmekteyim. Bu durum zaman içerisinde yapılabilir; ama eğer birilerinin ihale çıkarlarına ters düşüyorsa veya da ne gereği var diyerek bütün binalar kalsın kaldığı yerde diye insanlar kendi aralarında konuşuyorlarsa onlara nato mermer nato kafa demekten başka hiçbir şey diyemiyorum bu yazımda. Bir kısmı Ulus tarafında, bir kısmı Opera’da, bir kısmı Kızılay’da, bir kısmı Eskişehir yolu üzerinde, bir kısmı Bilkent’te, bir kısmı Havalimanı yolunda… serpiştirilmiş bu binalar neden bir araya getirmesin. Yeni duyduğum projeye göre (kimin fikriyse artık!) bakanlıkların hepsini Eskişehir yolu üzerine sırayla yan yana atma düşüncesi. Böylesine saçma ve (…!) bir proje olamaz. Şehrin merkezinden olabildiğince uzak, insanların ulaşması için gereğince zor, ve insanların ömürlerinden her gün zaman ve para çalmak için düşünülmüş bir proje olarak gördüğüm bu fikir, insanların hayatlarındaki işleri kolaylaştırması için değil de daha da zorlaştırmak ve insanların hayatlarını daha çekilmez bir hale getirmek için tasarlanmış olarak hissetmekteyim. Benim projeme göre bu binalar şehrin merkezine tekrardan bir araya getirilecek şekilde tasarlanmalı ve insanların ulaşımı trafiği bozmayacak şekilde sağlanmalıdır. Bu durum söz konusu olmazsa devlet kurumlarının yer altı tünelleri ile birbirlerine bağlanması projesi masraflı ve imkansıza yakında olsa uygulanmalı ve şehir trafiğini rahatlatmalıdır. Bu proje kendi projem olsa bile imkansız dememin iki sebebi vardır. Birincisi sürekli yeni bakanlıklar kurularak projenin, yer altı araç tünellerinin değişme olasılığıdır. İkinci neden ise  sürekli bakanlıkların yerlerinin değiştirilmesi söz konusu olmasıdır. Biz projeyi uygulamak için her şeyi hazırlarız, projeyi uygulamak için işe koyuluruz; pat diye bakanlıkları taşıma durumu söz konusu olursa bütün elimizdeki her şey boşa gitmiş olur. Bu yüzden ilk dediğim çözüm önerisine daha çok taraftarım.

- Alternatif yolların en kısa zamanda yapılması gerekmektedir. Örnek olarak bir insan Armada’ya gidecekse mecburen tek hat üzerinden gitmek zorunda başka yol yoktur. Yine aynı şekilde bir insan Milli Kütüphaneye gitmeye çalışıyorsa tek hat üzerinden gidebiliyor başka çaresi yoktur. Etrafa uzun gökyüzüne kadar ulaşan göz nizamını bozan betonlar atmak yerine alternatif yol üreten, insanları tek hat üzerine bağlı kılmayan, trafiğin yoğunluğunu azaltıp hızını arttıracak şekilde yollar yapılması gerekmektedir. Eğer biz başkentte yaşıyorsak, bu durumdan sürekli yakınıyorsak ve hala çözüm bulamıyorsak yazık bize. En kısa zamanda trafik yolunu rahatlatacak yollar açılması gerekilmektedir. Bunu dememle hemen ağaçlar kesilsin yol yapılsın değil, şu ana kadar dediğim maddeler söz konusu alınarak örneğin önemli yapı mı var? cevap yolu yerin altından geçir; ağaçlık yeşil bir arazi mi var? Cevap yolu yerin altından geçir… gibi durumlar ele alınarak alternatif yollar üretilmesi gerekilmektedir.

- Son olarak da dosya trafiğini azaltmak için Sayın Dekanım Aykut Kansu’dan duymuş olduğum ve araştırmasını yapmış olduğum hava tünelleri projesi uygulanabilir. Gerek kurum içerisinde, gerek aynı bina yapısı içerisinde, gerekse yapılabilecek teknolojik yenilikler çerçevesi dağarcı altında binalar arasında hava tünelleri inşa edilerek dosyaların hızlı bir şekilde bir merciden diğerine aktarılması söz konusu olabilir.  Bu sayede hem zaman kaybı, hem de maddi bir kaybın önüne geçilebilir.

Bu dediklerimin hepsini gerçekleştirmek için kusursuza yakın bir şehir planlaması gerçekleştirilmesi gerekli ve şehrin her önemli ücrası, alışveriş merkezi, müzesi veya da sizin aklınıza gelen sizin için önemli olan her hangi bir yer aynı bölgede toplanmaması gerekmektedir.  Yol yakınken Ankara’da kurtarabileceğimiz daha çok yer vardır. 

Hep birlikte Ankara’nın sorunları için el ele.

MS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder