ANKARA'NIN TRAFİĞİ
Ankara denilince
akıllarda neler uyanır? Çoğu insana böyle bir soru sorulduğunda karşılık olarak
verilen cevaplar aynıdır: başkent olduğu, anıtları, abideleri, kimisine göre
denizi olmayan bir şehir. Böyle bir soru karşısında herkesin pozitif şekilde
soruyu anlayarak cevap vermesi insanların iyimser olduğunun bir göstergesi olsa
da insanlar her gün sokakta, kendi yaşamlarında rastladıkları sorunları dile
getirmekten çekinmektedirler. Bugün burada kaleme alacağım konu Ankara’nın
bitmez tükenmez trafik sorununa karşın çözüm önerileri ile ilgili olacaktır.
Günümüzde insanlar her ne kadar farkına varmasa da böyle bir sorunun olduğunu,
geçen her gün daha da kötüye giden bir durum söz konusu olmaktadır ve şu an bu
soruna çözüm bulunamazsa ileride kesinlikle çözüm bulunamayacak ve işler daha
da sarpa saracaktır.
Yağmur sonrası köprü altı |
Benim aklımdaki bir soru
böyle bir şehir nasıl başkent olarak seçilmiş ve cumhuriyet tarihi boyunca
akıllarda yüceltilmeye çalışılmıştır. Başkent demeye bin şahit isteyen böyle
bir yer, böylesine çorak, kurak, yeşilliğin az bulunduğu, insanların standart
olarak hayatlarını geçirdiği, rutin akış dışına kolay kolay çıkamadığı, her hangi bir yağmurda her yeri sel bastığı bir yer
olan Ankara nasıl olur da başkent seçilmiş aklımda hala bir soru.
Olmayan alt yapının aciz kaldığı an |
Cumhuriyet ilanından
günümüze kadar olan süreç içerisinde baştan sona hatalar üzerine dizayn edilmiş
bir başkent görmekteyiz. Özellikle de son 20 yıl içerisinde her ne kadar
başarılı trafiği rahatlatacak proje yapılmış desek de(bunlar köprü oluyor) bir
çok gereksiz, işe yaramayan ve insanlara anlamsız gelecek proje yapılmıştır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki başkentte istikrarlı bir şekilde hata yapılmaya
devam edinilmektedir.

Benim burada ele alacağım
durumlar bu saydığım konuları bir nebze olsun çözüm getirebilmek ve şehre
uygulatabilmek. Hepsinin hesabı yapılmış ve mantık çerçevesi etrafında
geliştirdiğim bu fikirler insanların çıkarlarına ters düşmüşse uygulanabilir ve
şehir bir nebze olsun trafik yönü açısından uygulanabilir. Açık bir şekilde
beyan etmek isterim ki çözüm olarak getireceğim projeleri ilk olarak
gelişmekte, büyümekte olan bir şehir için tasarlamış bulunmaktaydım; ama bu
durumu Ankara’nın daha gelişmemiş yerlerine uygulamanın da uygun olacağını
düşündüğümden pilot bölge olarak başkenti seçmiş bulunmaktayım.
Çözüm önerilerimi madde
madde açıklamalı olarak okuyucuma sunmaktan hoşnut olurum. Ayrıca bir gün
gelirde projelerimden her hangi birini şehir üzerinde uygulandığını görürsem
bundan gerçekten gurur ve onur duyacağımı baştan sizlere söylemeliyim.
- Her bölgeye trafik
lambaları koymak yerine, yaya alt geçidi veya yaya üst geçidi yapılması
trafiğin akışının durmasını engeller. O yüzden her yere trafik lambası koymak yerine daha sistemli ve planlı bir şekilde insanların hayatlarına mal olmayacak şekilde hareket edilmesi taraftarıyım. Eğer motorlu araçlar için böyle bir durum söz konusuysa, örnek olarak Batı'dan Doğu'ya giden araç istikametini yerin altına alıp Kuzey'den Güney istikamete giden araçları da hiç bir etkiye tabi tutmadan yerin üstünden trafik olacak bir durum yaratmadan hatlarını çizebiliriz.
-Bisiklet yolu yapılması,
insanların hem sağlıklı kalmasını hem doğayı korumasına katkıda bulunurken hem
de trafik kaosunun bir nebze önünü alacağını düşünmekteyim. Dünyanın bir çok
yerinde uygulanan bu proje Ankara’nın trafik sorununu çözebileceğine
inanmaktayım. İnsanlar kısa mesafeli yerler için araç kullanmak yerine
bisikleti tercih edeceği düşüncesi hem maddi hem manevi insanlara yararlı
olacaktır. Hem benzin parası vermeyip maddi olarak rahatlayacak insanlar hem de
manevi olarak trafik stresi çekmeyeceğinden hızlı bir şekilde gidecekleri yere
varacaklardır. Geçenlerde Kayseri’de bulunduğum vakit gördüğüm çok güzel bir
şeyi sizle paylaşmak istiyorum. Her yerde belediyenin bulundurmuş olduğu
bisikletler var. Herkes belediyeden temin etmiş olduğu bireysel kart ile (bizim
hiçbir işe yaramayan Ankara Kartın Kayseri Kart verisiyonu) bisikleti kilitli
olduğu yerden çıkarmakta ve dilediğince kullanmaktadırlar. Bisikletle işi biten
insan bisikleti tekrardan aynı yere bırakmak zorunda değildir. Şehirde her
hangi bir yerinde bulunan bisiklet istasyonlarına başka bir yerden temin
ettikleri bisikleti tekrar kartları ile bırakmaktadırlar. Bisikleti bıraktıkları zaman elektronik
tabeladan bisikletin ne kadar zaman kullanıldığı görülmekte ve ücreti otomatik
olarak karttan çekilmektedir. Bisiklet yolu her ne kadar bulunmasa da
Kayseri’de böyle bir bisiklet istasyonu olması dikkatimi çekmiş ve gerçekten
hoşuma gitmiştir. Aynı şekilde Ankara için de bisiklet istasyonları kurulup
bisiklet yolları ile halkın istedikleri yerlere gitmesinde yardımcı olacak
projemin uygulanmasını görmek bana mutluluk verecektir. Umarım Ankara için
bisiklet istasyonları ve bisiklet yolları en kısa zamanda hayata geçirilmiş
olur.
- Otomobil ulaşımının
sıklığını azaltmak için kimi yerlerde yerin altından, kimi yerlerde yerin
üstünden, kimi yerlerde ise hem yerin altından hem de yerin üstünden tren
seferleri yapılmalıdır. Bu nebzede insanlar hem gidecekleri yere hızlı giderler
hem de karmaşanın olmaması yoğunluğun birikmemesi için insanların bazıları
yerin altından metro ile yolculuk etmeyi tercih edecekken bazıları ise yerin
üstünden yolculuk etmeyi tercih ederek gidecekleri yerlere daha hızlı
ulaşabilirler. Şöyle bir soru gelebilir: Peki insanlar yerin altındaki veya
üstündeki insan yoğunluğunu nerden bilecek? Bunun cevabını ise açık bir şekilde
teknoloji sayesinde demek olacaktır. Benim kafamdaki proje elektronik sayım
yapacak olan bir turnike projesi aslına bakılırsa. Turnikelerden geçen insan
sayısı kadar turnikelerin üzerindeki tabelaya insan yoğunluğunun, sayısının
yansıtılacağı bir proje. Sırayla anlatmak gerekirse öncelik olarak hem yer
altındaki trene hem de yer üstündeki trene giriş bölümü veya kapısı siz nasıl
adlandırırsanız artık aynı yerden olacak. İnsanlar ulaşımlarını hızlı sağlamak
için bu ulaşım yolunu seçtikten sonra turnikelerin önüne kadar gelecek. Örnek
vermek gerekirse 5 tane turnike yerin altındaki trene açılırken 5 tane
turnikede yerin üstündeki trene doğru yön gösteriyor olacak. İnsanlar duvarda
asılı olan yoğunluğu gösteren tabelaya baktıktan sonra yoğunluğun az olduğu
yeri tercih ederek kullanmak istedikleri turnikeden geçecekler. Bu fikre göre
hem insanların sürekli bir araya toplanmasını engellemiş oluruz hem de hızlı
bir şekilde insanlar şehir içinde trafik sorununa maruz kalmadan gidecekleri
yerlere giderler. Sayaç nasıl ilerliyor diye devam edecek olursam her tren
geldikten sonra sayaç sıfırlanarak tekrardan sıfırdan başlayarak turnikeden
insanları saymaya başlayacak ve her şekilde yoğunluk doğru olarak hesaplanabilecek.
Kurduğum projede insan faktörü üzerinden hesaplama yaptığım için yanılma payını
da belirtmek zorundayım. Farz edelim ki tren geldi bazı insanlar binmedi. Bunun
sonucu olarak makinedeki yoğunluk oranı yeni yolcular için yanlış belirlenmiş
olacak . Bunun çözümü olarak da bir hafta veya daha uzun bir süre (bu durum
projeyi gerçekleştirecek makam tarafından belirlenebilir.) kaç kişinin böyle
tren gelip de binmediği hesaplanarak yanılma payı çıkartılabilir. Bunun sonucu
olarak da yoğunluk tabelası üzerinde örnek olarak +10, -10 gibi not düşülerek
yoğunluk üzerindeki yanılma payı da yeni gelip de turnikesini seçecek yolcular
için gösterilebilir.
- Başta bu projelerimin
Ankara için tasarlamadığımı söylemiştim. Örnek olarak gösterebileceğim bir
proje. Eğer denize kıyısı olan bir büyük şehir ise deniz yolu kullanarak ulaşım
için vapurlar kullanılabilir ve insanları vapur ile yolculuğa teşvik etmek veya
ulaşımını daha da kolaylaştırmak için deniz seferleri yapan bölgelere tramvay
hattı veya da teleferik hattı ile havadan destek sağlanmalıdır.
- Trafik yoğunluğuna
sebep olup trafiği kitlemesine sebep olabilecek kurum ve kuruluşlar şehrin
merkezlerine kurulmasından çok şehre yayılmasının şehir içerisinde ki trafik
yoğunluğunu düşüreceği kanısındayım. Örnek olarak şehrin merkezine kurulmuş bir
AVM veya da yoğun olarak sürekli gelinip gidilen bir şirketin trafiği kitlemesi
kaçınılmaz bir durum değildir. Bu trafik sorunu bireylere hem manevi olarak
zarar verecek olması bir yana kazaların kaçınılmaz olmasından kaynaklı bireylere
maddi olarak da zarar verecektir. Bu yüzden dolayı böylesine yoğunluğun çok
olabileceği kurumları şehrin merkezinden çok şehre çok da uzak olmamak şartıyla
yaymak trafik sorununa engel olabileceğini düşünüyorum. İlerleyen maddeler
içerisinde devlet kurumlarını şehrin çevresine yaymak yerine şehrin merkezine
toplu bir şekilde getirmeye çalışma projem bu madde ile çelişmesini engellemek
ve yanlış anlaşılmaması için kendimde söyleme gereğinde bulunduğum bir durum
vardır. Bu maddede her hangi bir şirketin veya alışveriş merkezlerinin şehrin
içinde olmasının sakıncası olduğu kanısındayım. Zaten neredeyse tüm insanların
AVM’lere tıkıldığı bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlar dışarıda hayat olduğunu
unuttu. Bir nebze de olsa dışarıda yaşadıkları hayatları unutmalarına rağmen bu
AVM’ler yüzünden yarattıkları trafik sorununu engellemek için öne sürdüğüm bir
projedir. Böyle kurum veya kuruluşları şehrin çevresine yayma düşüncesi.
- Trafikte kusurlu olan
veya da kanunen suç olarak yapılmış ağır bir ceza karşısında insanlar
affedilmemeli, düşük bir ücret ile cezalandırılmamalıdır. Ağır bir suçun
karşısında, caydırıcılığı olmayan bir ceza verilmesi bireyin trafik içerisinde
nasıl olsa bir şey olmuyor demesine sebep olacak ve trafik sorununu yeniden
gözler önüne getirmek için açık bir sebep olacaktır. Bu yüzden benim fikrim
trafikteki bir suç işleyerek trafiğin akışını bozmak, trafikte terör estirmek
veya da trafik seyrini yerinden oynatacak her hangi bir suç karşısında en ağır
ceza verilmeli, affedilmemeli ve cezalar caydırıcı olmalı ki bir daha insanlar
böyle bir şey yapmayıp trafik kaosunu sebep olmasın.
- Kısa mesafeli(bir semt
veya bölge içerisinde olabilir) veya da şehir içerisindeki ulaşım merkezlerine
kadar(tren veya otobüs kalkış merkezleri olabilir) havadan teleferik
kurulabilir. İnsanlar bu projeyi kullanarak hem hızlı bir şekilde gidecekleri
yere gidebilir ya da dediğim gibi ulaşım merkezlerine ulaşarak yolculuklarını
gerçekleştirebilirler.
- Hem trenlere hem
otobüslere hem de vapurlara GPRS sistemi uygulanarak ulaşım araçlarının nerede
olduğunu, ne zaman nereye gideceğini, hangi durakta saat kaçta olacağını
insanlara şehir içerisindeki elektronik tabelalarda yansıtarak göstermek
insanların gideceği yerlere daha güvenli ve daha hızlı bir şekilde trafik sorunu
yaratmadan gitmesine olanak sağlayacaktır. Aklınızda belki şu soru gelmiş
olabilir adam evinden bunları öğrenemez mi? Cevabım öğrenebilir. Günümüzdeki
hayatımızda olmazsa olmaz diyebileceğimiz elektronik aletler ve özellikle de
internet sayesinde bilgisayarlardan bu bilgiler öğrenilebileceği gibi
telefonlara indirilen uygulamalarla da insanlar bulundukları her yerden
istediği ulaşım aracının nerede olduğunu, ne zaman geleceğini ve kaç dakikada
nerede olabileceğini bilebilir.
- Ağır yük taşıyan
araçların yavaş hareket etmeleri üzerine trafiği yavaşlatmalarını engellemek
için şehrin içine belli bir saat aralığında girişleri yasaklanmalıdır. Bu
sayede araçların hızı kesilmeyecek ve hızlı bir şekilde ulaşımlarını
sağlayacaklardır. Ayrıca trafiği yavaşlatan araçlar şehir içerisinde yasaklanan
saatler içerisinde olamayacağından dolayı biraz olsun hızlı gidebilmek için
çevreden, ufak da olsa bir delikten kaçmaya çalışan araçların kaza yapma
olasılığını da engellemiş bulunabiliriz. Hem ağır yüklü araç yok hem kaza yok.
Sonuç hızlı ulaşım.
- Şehrin belli
saatlerinde yoğunluğun çok olduğu saatlerde okul servisi gibi araçların
kullanılması yasaklanması gerekmektedir. Bu durumu örnek ile açıklamam
gerekirse şöyle diyebilirim. Bir okulda en az 25 tane servis olduğunu düşünelim
ki Ankara’da binlerce okul var. 10 tane okul birbirlerine yakın çevrede bulunan
10 okuldan aynı yere giden toplam 50 tane servisin ( her okuldan 5 servis)
olduğunu düşünelim. Hepsi mecbur olarak aynı anda okullarından çıkış
yapacağından ve aynı yere gideceğinden dolayı şehirde bir anda uzun ve yolda
yeterince yer kaplayan, trafiği kitleyecek 50 tane yeni araç bir anda aktif
olarak trafiğe çıkmış olacaklardır. Böyle bir durumun söz konusu olmaması için
yoğunluğun çok olduğu saatlerde veya yerlerde böylesine özel görevi olan
araçların şehirdeki trafik akışını engelleyecek veya seyrini bozacak yerlere
girmesi yasaklanmalıdır. Bu da diğer bir alternatif olarak ele alınabilir.
- Yerin altına otopark
yapılması gerekmektedir. Sokak veya cadde kenarlarına araç park edilmesi yasak
edilmesi gerekmekte ve trafiğin yavaşlamasına sebep olacak hiçbir hareket
yapılmaması gerekmektedir. İnsanlar araçlarını trafiğin akışını engellemeyecek
şekilde belirli bir güzergah içerisinde yerin altına girerek araçlarını park edecek
ve hayatlarını sürdüreceklerdir. Bu hem araç sahipleri için hem diğer insanlar
için olumlu bir yapı olarak sergilenecektir. Ayrıca şehre dışarıdan gelen bir
insan veya da şehir içerisinde yaşayan insanlar içinde dışarıda çok katlı bir
otopark görülmemesi göz zevki açısından gayet pozitif bir yaklaşım olacağını
düşünmekteyim. Kapitalizmden uzak tamamen sosyal-devlet çerçevesi altında
yapılması gereken bu yapı insanlara hizmet vermekten öteye gitmemelidir. Açık
bir şekilde demek gerekirse devlet böyle bir hizmet karşılığında hiçbir ücret
almamalıdır.
- Mimari eserlerin var
olduğu veya önemli tarihi binaların var olduğu yerlerde yer üstünden trafiği
geçirip hayatı ve yapıları etkilememek için araç yolunu yerin altından
geçirerek insanlara transit bir geçiş sağlanabilir. Bu durum hem insanların
istedikleri yerlere gitmelerini daha hızlı bir şekilde olanak sağlarken hem de
tarihi, önemli, insanların göz zevkine hitap eden binaların daha çok ayakta
kalmaları, eskimemelerini sağlar; ve trafik yoğunluğundan ve koşuşturma
yüzünden gözden kaçan yapıların tekrardan hatırlanarak incelenmesine olanak
sağlar.
- Şehirde bulunan birbiri
ile bağımlı binalar (bunlar şehre yayılmış olan devlet kurumları) insanların
ömürlerinden zaman çalmamak için tekrardan bir araya getirilebilir. Bu durum
insanların her gün bir noktadan bir noktaya koşturmasını engellemek için
tamamen mantıklı bir girişim olacağını düşünmekteyim. Bu durum zaman içerisinde
yapılabilir; ama eğer birilerinin ihale çıkarlarına ters düşüyorsa veya da ne
gereği var diyerek bütün binalar kalsın kaldığı yerde diye insanlar kendi
aralarında konuşuyorlarsa onlara nato mermer nato kafa demekten başka hiçbir
şey diyemiyorum bu yazımda. Bir kısmı Ulus tarafında, bir kısmı Opera’da, bir
kısmı Kızılay’da, bir kısmı Eskişehir yolu üzerinde, bir kısmı Bilkent’te, bir
kısmı Havalimanı yolunda… serpiştirilmiş bu binalar neden bir araya getirmesin.
Yeni duyduğum projeye göre (kimin fikriyse artık!) bakanlıkların hepsini
Eskişehir yolu üzerine sırayla yan yana atma düşüncesi. Böylesine saçma ve (…!)
bir proje olamaz. Şehrin merkezinden olabildiğince uzak, insanların ulaşması
için gereğince zor, ve insanların ömürlerinden her gün zaman ve para çalmak
için düşünülmüş bir proje olarak gördüğüm bu fikir, insanların hayatlarındaki
işleri kolaylaştırması için değil de daha da zorlaştırmak ve insanların
hayatlarını daha çekilmez bir hale getirmek için tasarlanmış olarak
hissetmekteyim. Benim projeme göre bu binalar şehrin merkezine tekrardan bir
araya getirilecek şekilde tasarlanmalı ve insanların ulaşımı trafiği bozmayacak
şekilde sağlanmalıdır. Bu durum söz konusu olmazsa devlet kurumlarının yer altı
tünelleri ile birbirlerine bağlanması projesi masraflı ve imkansıza yakında
olsa uygulanmalı ve şehir trafiğini rahatlatmalıdır. Bu proje kendi projem olsa
bile imkansız dememin iki sebebi vardır. Birincisi sürekli yeni bakanlıklar
kurularak projenin, yer altı araç tünellerinin değişme olasılığıdır. İkinci
neden ise sürekli bakanlıkların
yerlerinin değiştirilmesi söz konusu olmasıdır. Biz projeyi uygulamak için her
şeyi hazırlarız, projeyi uygulamak için işe koyuluruz; pat diye bakanlıkları
taşıma durumu söz konusu olursa bütün elimizdeki her şey boşa gitmiş olur. Bu
yüzden ilk dediğim çözüm önerisine daha çok taraftarım.
- Alternatif yolların en
kısa zamanda yapılması gerekmektedir. Örnek olarak bir insan Armada’ya
gidecekse mecburen tek hat üzerinden gitmek zorunda başka yol yoktur. Yine aynı
şekilde bir insan Milli Kütüphaneye gitmeye çalışıyorsa tek hat üzerinden
gidebiliyor başka çaresi yoktur. Etrafa uzun gökyüzüne kadar ulaşan göz
nizamını bozan betonlar atmak yerine alternatif yol üreten, insanları tek hat
üzerine bağlı kılmayan, trafiğin yoğunluğunu azaltıp hızını arttıracak şekilde
yollar yapılması gerekmektedir. Eğer biz başkentte yaşıyorsak, bu durumdan
sürekli yakınıyorsak ve hala çözüm bulamıyorsak yazık bize. En kısa zamanda
trafik yolunu rahatlatacak yollar açılması gerekilmektedir. Bunu dememle hemen
ağaçlar kesilsin yol yapılsın değil, şu ana kadar dediğim maddeler söz konusu
alınarak örneğin önemli yapı mı var? cevap yolu yerin altından geçir; ağaçlık
yeşil bir arazi mi var? Cevap yolu yerin altından geçir… gibi durumlar ele
alınarak alternatif yollar üretilmesi gerekilmektedir.
- Son olarak da dosya
trafiğini azaltmak için Sayın Dekanım Aykut Kansu’dan duymuş olduğum ve
araştırmasını yapmış olduğum hava tünelleri projesi uygulanabilir. Gerek kurum
içerisinde, gerek aynı bina yapısı içerisinde, gerekse yapılabilecek teknolojik
yenilikler çerçevesi dağarcı altında binalar arasında hava tünelleri inşa
edilerek dosyaların hızlı bir şekilde bir merciden diğerine aktarılması söz
konusu olabilir. Bu sayede hem zaman
kaybı, hem de maddi bir kaybın önüne geçilebilir.
Bu dediklerimin hepsini
gerçekleştirmek için kusursuza yakın bir şehir planlaması gerçekleştirilmesi
gerekli ve şehrin her önemli ücrası, alışveriş merkezi, müzesi veya da sizin
aklınıza gelen sizin için önemli olan her hangi bir yer aynı bölgede
toplanmaması gerekmektedir. Yol yakınken
Ankara’da kurtarabileceğimiz daha çok yer vardır.
Hep birlikte Ankara’nın
sorunları için el ele.
MS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder