9 Mayıs 2014 Cuma

Smite Online



                                              Oyunun fragmanını izlemek için tıklayabilirsiniz

       Bugünkü incelememiz gördüğünüz gibi Smite Online hakkında olacak. Mitolojiden hoşlananlar için, medeniyetlerin tanrıları ile ilgilenenler için, League of Legends veya Dota gibi multiplayer oyun oynamayı sevenler için sizi sıkmayacak bir oyun.

    

    Oyun çıktığı ilk günden itibaren hızlı bir şekilde oyuncuları kendilerine çekmeye başarabilmiş ve her geçen gün kendini geliştirmeye devam etmiştir. Oyun dediğim gibi LoL veya Dota ile aynı mantıkta olup takımların birbirleri ile mücadalesini konu almaktadır. Bu tür oyunlardan sıkıldık, artık yeni bir şeyler arıyoruz diyenlere Online olarak Smite Online'ı sunabiliriz. 



    Az önce de belirttiğim gibi oyun üzerindeki harita dağılımı aynı olup amaç karşı takımın merkezini yok etmek olacaktır. Tek fark merkezde sizi Titan bekliyor olacak. Yani oyunu bitirirken karşı takımı yenmek için son bölümde merkezi yok etmek için Titan ile savaşmak zorunda kalacaksınız. Oyun içerisinde süreğen bir şekilde çıkan askerler sizin para ve exp. kasmanıza yardımcı olacak ve diğer oyunlarda olduğu gibi amacınız rakibinizden daha güclü olmak olacaktır. Oyunda ayrıcalık olarak askere son vuruşu kaçıran rakipler için belli bir altın verdiği görülmektedir. Örnek vermek gerekirse sizin yanınızda bir asker ölüyorsa 5 altın alıyorsunuz, öldürüyorsanız 5+20 altın alıyorsunuz. Mantık gayet kolay.




           Oyundaki karakterler medeniyetlerin tanrılarından oluşmaktadırlar. Oyunda ne kadar para biriktirirseniz o kadar çok tanrınız olur ve oyunda sıkılmayacak şekilde vakit geçirebilirsiniz.  İstediğin ilginizi çeken veya bilmediğiniz, yeni öğrenmek istediğiniz tanrı varsa yukarıdaki fotoğraftan inceleyebilirsiniz. Oyun çıktığı günden itibaren sürekli yeni tanrı bulmaya çalışmakta ve bunları oyuncuyla buluşturma çabası içerisinde.



          Görsel olarak çaprak bakıştan oyun oynamaktan sıkılıp, farklı bir bakış açısıyla yeni bir oyun arayanlar için Smite Online diyebilirim. Oyun içerisinde her tanrının farklı özelliği olup hiç birinin hiç birine üstünlüğü yoktur. Hangi oyundaki tanrı seviyesini daha çok yükseltmiş ve itemleri daha iyiyse diğerlerine karşı üstünlük kurar. Oyunda 2(sol hat)-1(orta hat)-2(sağ hat) gibi dizilim olabileceği gibi ilerleyen seviyelerde 2(sol hat)-1(orta hat)-2(sağ hat)-1(orman) olarak da gerçekleşebilir.



Mısır Tanrısı Ra  merkeze giden hattaki son kule ile karşı karşıya


Yunan Tanrısı Zeus kendi hattında savaşırken


     Tanrıların savaşını yaşamak isteyenlere          
     İyi oyunlar, iyi eğlenceler


MS

7 Mayıs 2014 Çarşamba

War Thunder Planes




       Uçaklarla aranız nasıl? Peki kimler göklerin efendisi olmak ister? Kendi uçağınızı seçerek gökyüzünde düşman uçaklarına karşı kendi ordunuzun yanında savaşmak istiyorum diyenlere karşı daha iyisi çıkana kadar aradığınız oyun işte bu diyebilirim.


        Piyasa da bir çok uçak oyunu olmasına rağmen aralarında PvP tarzında online oynanabilecek tek güzel hazırlanmış oyunun War Thunder Planes olabileceğini düşünmekteyim. Eğer özellikleri iyi bir bilgisayarınız varsa oyunun grafiklerinin cidden iyi bir şekilde hazırlandığını anlayabileceksiniz. Oyunda geçmişten günümüze kadar olan süreç içerisindeki uçaklar bulunmakta. Uçağınızı yenilemek, değiştirmek veya da hangarınıza yeni bir uçaklık daha yer açmak istiyorsanız levelınızı yani seviyenizi diğer oyunculardan yükseltmeniz lazım. Ne kadar çok seviyeniz varsa o kadar çok diğer oyunculardan üstünsünüz.



        Uçakların aldığı hasar oranını gösteren hasar seviyesi ile uçağınızın daha ne kadar havada olabileceğinizi görebilir ve duruma göre hareket edebilirsiniz. Oyuna yeni başlayacak olanlar için tavsiyem "bire bir karşıdaki savaş uçağı ile it dalaşı yapmak yerine, çevreden dolaşıp yer hedeflerini uçak savarları vurmaya çalış" veya da "mermin, bomban bittiğinde veya da benzinin çok az kaldığı zaman kamikaze dalışları ile karşı tarafta bulunan uçakları ya da uçak savarları patlat" olabilir. Bu durumlar benim başıma çok geldiği için genellikle diğer uçaklarla kafa kafaya girerek karşı taraftaki rakibi öldürmek için kendimi feda ediyorum.


       Oyunda hazırlanmış en güzel durum ise gerçek hayatta da olduğu gibi uçak ölümcül veya kritik (artık siz nasıl derseniz) bölgelerinden hasar aldığı anda %95e yakın bir hasar almakla birlikte git gide hız ve irtifa kaybetmektedir. Bunun sonucunda gerçek hayatta olduğu gibi uçaklar ya yere çakılmaktadır ya da oyunda profesyonel pilotların yapabildiği gibi uçak yere inmektedir. Ama unutmayın ki yere patlamadan inen uçak aldığı hasardan dolayı bir daha havalanamamakta ve düşman uçaklarına açık bir hedef olarak gözükmektedir.
        


      Oyunu yüklerken ki 6 GB'lık download ve update süresi sizi oyunu yüklemekten alıkoymaması için uyumadan önce bilgisayarınızı açık tutup güncellemelerin olmasını sağlayabilirsiniz ya da internet hızı yüksek, 6 GB nedir ki diyen oyuncular için kısa bir süre içerisinde oyunla yüz yüze gelip kendilerini gökyüzünde bulabilirler. 



    Göklerin hakimi olmak isteyenlere,
    İyi oyunlar, iyi eğlenceler.

MS

Don't Starve - Açlıktan Ölme!



      Bugünkü incelememiz Don't Starve hakkında olacaktır. Oyun uzun zaman önce çıkmasına rağmen oyunu bilmeyen arkadaşlarımız için oyunun amacını ve oyun içerisinde neler olduğundan bahsetmek istiyorum. Benim fikrimi sorarsanız kesin bir dille konuşabilirim ki "artık piyasadaki oyunlardan bıktım, zaman geçirebilecek bir oyun istiyorum, farklı olsun, eğlenceli olsun, yeniliklere açık olsun ve zekamı kullanabileyim" tarzında kafanızda yeni bir şeyler oluştuysa işte oyun tam size göre.




     Eğer ıssız bir yere düşseydiniz hayatınızı nasıl sürdürmeye çalışırdınız? Gerçek hayatta böyle bir durumun olma olasılığı her ne kadar düşük olacak olsa da Klei Entertaiment yapımcıları bu durumu sizin için oyuna yansıtmış bulunmaktadırlar.  Ne kadar yetenekli ve zekiseniz o kadar hayatta kalırsınız. Tabi şans da en büyük faktör bunun yanında. Oyunun başında saman ve dal parçaları ile malzeme yapmaya başladığınız süreç ileride kendi bölgenizi inşaa etmeye kadar gidecektir. Bu süreçte sizi hem eğlenceli ve hem de sıkıntı günler bekliyor olacak.


      Uçsuz bucaksız görünen haritada yeni yerler, yeni bölgeler, yeni maceralar sizleri beklemekte ve her gittiğiniz keşfettiğiniz yeni bölgede sizlere  hem oyunda hem gerçek hayatta katkı sağlayabilecek yeni malzemeler yapmayı öğreneceksiniz.

    Oyunda açlık, akıl ve canınızı gösteren seviye barları sizin oyunda nasıl bir durumda olduğunu gösteren en önemli faktörlerdir. Her oyunda olduğu gibi can değeriniz düştükçe ölüme daha çok yaklaştığınızı gösteren bir seviye; diğer oyunlardan farklı olarak ıssız bir yerde aklınızı ne kadar koruyabildiğinizi gösteren akıl sağlığı seviyesi; ve son olarak ne kadar aç olduğunuzu gösteren bir seviye bulunmaktadır. Unutmamak gerekir ki aç kaldığınızda can seviyeniz düşmeye başlamaktadır.




        

         Bir kaç ip ucu vermek gerekirse oyunu oynayacaklar için gece ateş yakın ve karanlığa fazla yaklaşmayın çünkü akıl sağlığınız düşüp hayaletler ve olmayan yaratıklar görebilirsiniz. Zehirli yaratıkları öldürüp aç kaldığınızda onların etlerini yemeyin. Çünkü her ne kadar açlığınızı bastıracak olsa da akıl sağlığınızı azaltacak. Sizi kendinizden büyük bir yaratık veya her hangi bir canavar gibi bir şey kovalamaya başlarsa en yakın yerden ormana dalmaya çalışın. Ormana girdiğiniz anda ilk işiniz herhangi bir ağacı yakmak olsun. Çünkü ormanda bir ağacın yanması ile diğer ağaçlara sıçrayacak olan yangın bütün ormanın yanmasına neden olacak ve sizi kovalayan her neyse o da ormanla birlikte kül olmaya başlayacaktır.

 

      Oyunda bir çok farklı karakter vardır ve her karakterin kendine özgü yetenekleri bulunmaktadır. Her karakterin açılması için belli bir gün sınırına kadar hayatta kalmanız gerekmektedir. Oyunun mantığını ve çevreyi öğrendikçe oyunu kendinize daha kolay bir hale getirebilirsiniz. Bana göre oyunda en uzun süre hayatta kalabilen karakter Wolfgang'dır. Tabi oyundaki her karakteri deneyerek oyundan zevk almaya çalışmanız her şeyden daha önemlidir. 


    Doğada tek başıma ben ölmem diyenler için mükemmel bir oyun.
    Hepinize iyi oyunlar, iyi eğlenceler.

MS

4 Mayıs 2014 Pazar

Now You See Me - Sihirbazlar Çetesi (2013)





         Hayatınızda kaçırmamanız gereken muhteşem bir yapıt. Her he kadar Türkçe'ye farklı çevirildiyse de filmin orjinal isminin filme daha çok uyduğunu söylemek mümkündür. Filmi izlemeyenler için fragmanı izleyip kendilerini film için hazırlamalarını önerebilirim. Fragmanda Las Vegas'tan Paris'teki bir bankanın 10 saniyede nasıl soyulduğu sahne eminim izleyicileri etkilemeye yeterli olacaktır.

        Filmin konusu işlerinde kusursuz, muhteşem dört tane sihirbazın bir araya getirilerek hayalet biri tarafından verilen emirleri yerine getirdiği ile ilgilidir. Filmi izlemeyenler için filmi anlatmak istemiyorum; ama değinmeden geçemeyeceğim sahnelerden de bahsetmemek elimde değil.

       Benim eleştirel noktam Platon'un Devlet kitabındaki bağlarla ilgili olacaktır. Mağara metaforu ile Sihirbazlar Çetesi arasındaki bağ izleyecilere farklı bir bakış açısı katacağına inanmaktayım. Mağara metaforunu hatırlamayanlar için metaforu tekrardan hatırlatmak gerekebilir. Metafora göre elleri zincirli, birbirlerine bağlı, mağaranın kapısına sırtları dönük insanlar sadece karşılarındaki duvardaki yansımaların doğru olduğunu düşünerek ve onları izleyerek bütün bir günlerini geçirmektedirler. Ve bir gün içlerinden biri kurtulup dışarı çıktığı zaman aslında doğru sandıkları hiç bir şeyin gerçek olmadığını anladıktan sonra diğerlerini de kurtarıp gerçeği göstermek için zincirlerini çözmeye çalıştığını söyleyebilmekteyiz. Ama unutmamak gerek diğerleri sadece seçilmiş kişiler olacak. Platon'a göre içlerinde  altın ve gümüş  elementlerine sahip olan insanlar olacaktır. İlk zincirlerden kurtulmuş olan insan filozof kral ve diğer kurtulacak olanlar filozof kral adaylarıdır.

       Film ile bağına geldiğimiz zaman ise görmekteyiz ki daha önceden filozof-kral olmuş, hakikati bilen, insanların asıl amaçlarını bilen, doğru ile yanlışı ayırabilen insan filmdeki dört sihirbazı bir araya getiriyor ve üç parçadan oluşan bir görevi onların önüne sunuyor. Görevlerin sonunda gerçekleri öğrenecek olun bu sihirbazlarımız, filmin sonuna kadar ilerledikleri yolda geri dönmeksizin emin adımlarla ilerlemektedirler. Filmde gösterilerden hiç bir maddi çıkar sağlamayan sihirbazlarımız Platon'un Devlet kitabında da olduğu gibi "filozof-kral'ın hiç bir maddi geliri olmaz;  toplum tarafından saygısı olur" sözleri izleyici tarafından filmde açık bir şekilde görülmektedir.


      Filmde sonunda filozof-kral olmayı başaran sihirbazlarımız gerçeği görüyor ve artık onlarda Dünya'ya farklı gözle bakmaya başlıyorlar. Filmin başından sonuna kadar söyleyebileceğimiz tek bir nokta varsa eğer o da "kimse göründüğü gibi biri değildir." olacaktır. Filmi izleyenler için filmin sonunda herkesin ağzını açık bıraktıran, sihirbazlarımıza emiri veren kişinin kim olduğunu öğrenince herkes eminim benim gibi yüzünde bir gülümseme ve yok artık demiştir. İzleyecek için olanlarsa tahminimce böyle bir tepki vereceklerdir.


      Filmde vurgusunu yapmamız gereken bir diğer nokta ise İlluminati vurgusudur. Hem seçilen kelimelerle, hem sözlerle hem de kullanılar sembollerle ben burdayım diyen grup izleyen herkesi etkilemiştir. Filmin sonundaki "Yaklaşın, daha da yakına. Çünkü artık sırrımızı biliyorsunuz. Her yerde olabiliriz. Gözümüz üzerinizde. Sıradaki numaramızda bize yardım edecek birini arıyoruz. Üç diyince gözlerinizi açın ve bana neler gördüğünüzü söyleyin. Bir, iki..." sözleri grubun vurgusunu yeterince ön plana çıkarmaktadır. Sanıyorum ki mesaj verilmek istenen yere verilmiş ve mesajı alacak kişi de mesajı almıştır.


     Now You See Me filmi ile Platon "Devlet" kitabı arasındaki bağı bugünkü film eleştirisi olarak ele aldım. Her ne kadar yapılan ilizyon numaralarının açıklanması yani prestij dediğimiz bölüm filmin sonuna bırakılmadan film arasında verilse de filmi ayrı bir hava katmış ve kendilerinin diğer filmlerden ayıran artı bir özellik olarak izleyecinin kafasında yer etmiştir. Demiş olduğum gibi film sadece ilizyonist bir konu içermemekte daha farklı boyutlara çekilebilecek bu filmi izlemeyenler için muhteşem bir yapıt kesinlikle izlemelisiniz diyebilirim.


     Unutmayın sizi izleyen her zaman birileri var.

MS

Kingdom Online


      Bugünkü incelememiz oyunculara yeni bir soluk getirecek Kingdom Online hakkında olacaktır. Oyun gördüğünüz üzere Orta Çağ veya da daha önceki bir zamanda geçen grafikleri ile insanı büyüleyen PvP tarzında hazırlanmış muhteşem bir oyun olarak oyuncuların önüne çıkıyor.

     Eğer bu oyunu daha önce herhangi bir yerde eleştirisini okuduysanız göreceksiniz ki oyun Knight Online 2 olarak geçiyoruz. Aslında bakılırsa oyun içerisindeki sınıfların benzerliği ve skill yapısı her ne kadar benzese de günümüzdeki çoğu oyunun karması olarak gözüküyor. Oyunda 4 tane sınıf bulunmaktadır. Bunlar Assasian, Priest, Warrior ve Mage dediğimiz her oyunda olmazsa olmaz diyebileceğimiz sınıflardır. Her zamanki gibi oyundaki takım arkadaşlığı ön plana çıkarken, eğer aşırı uç itemleriniz olmazsa bireyselciliğiniz hiç bir işe yaramayacaktır.

     Diğer PvP'lerden en büyük farkı oyunda kendi ordunuz, kendi krallığınız ve kendi topraklarınız olmasıdır. Her oyuncu bir krallık ile temsil edilirken, oyunun amacı krallıkların diplomatik yollarla büyümesi ve bir müttefiklik çatısı altında güvenli bir şekilde ilerlemesidir. Oyun hala deneme, beta aşamasında olduğu için hala oyundaki açıklar kapatılmaya çalışılmaktadır.

   

     Oyunda herhangi bir yerden diğer bir yere gitmek için kendi sahip olduğunuz hayvanları kullanabilir ve onlar sayesinde çok hızlı bir şekilde gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz. Unutmayın onların da canları ve onlar da acıkıyor. Yani onları da maaliyeti az da olsa beslemelisiniz. Merak etmeyin tek bir hayvanınız olmayabilir. Belki de akıllarınızda diyebilirsiniz. Bir hayvan seçip sonuna kadar onunla mı oyunun sonunu getirmeye çalışacaz. Aslına bakılırsa tam da burda oyundaki çeşitlilik oyuncuyu büyülüyor. Çünkü oyuncunun sıkılmaması için elinden gelen bütün aktiviteler yapılmış ve oyunda neredeyse her yer grafik olarak oyuncu için kusursuz yaratılmıştır.


      Oyun piyasaya çıkacağı zaman göreceksiniz ki SRO, Knight Online, WoW, Allien ve özellikle de AeO2 gibi diğer oyunların karması şeklinde hazırlanmış ve oyuncuyu kendisine bağlamaya çalışmaktadır. Stratejik oyun oynamayı sevmeyen insanlar için oyun şimdiden çok saçma olarak algılanabilir; ama eğer hem PvP hem de strateji seviyorsanız tam sizin için bir oyun.


  
     Sağ tarafta görebileceğiniz üzere oyun beta modunda olduğu için şu anda serverda çok kişi bulunmamaktadır. Çünkü sınırlı bir şekilde key dağıtılmıştır. Oyun Asya'da daha önceden çıktığı için oyun süreğen bir şekilde oynanmamkta ama Avrupa kıtasında oyuncuya sıkıntı yaratmaması için hala bug dediğimiz hatalar düzeltilmeye çalışılmaktadır.


      Diğer PvP oyunlardaki gibi oyunda kullanacağınız malzemeler için (+) basma özelliği eklenmiştir. Oyunda karakterinizin gücünü etkileyen en değerli ve önemli şey itemleriniz yani kullandığınız malzemelerin gücünün fazla olmasıdır. Örnek vermek gerekirse eğer kullandığı malzemeler güçlüyse 20 level olan bir karakter, 25 level bir karakteri kesebilir. İtemlere (+) basmak için kristaller bulunmaktadır ve bunlar sanıyoruz Npc'lerde satılacaktır uygun bir fiyata. Yani sonuç olarak parayı veren oyunda güçlü olup diğerlerini yenecek diye düşünüyorum. Umarım oyun Knight Online gibi ticari faaliyete dönmez ve oyuncular zaman geçirebilmek için gönüllerince eğlenebilirler.

     Şu ana kadar fark edebildiğim üzere oyundaki en güçlü karakter Assasian(Suikastçi). O kadar seri ve güçlü ataklar yapıyor ki karşı taraftaki oyuncu ne yapacağını şaşırıyor. Sonra tahmin ettiğiniz üzere Warrior(Savaşçı), Mage(Büyücü) ve Priest(Rahip) olarak sıralanmaktadır.

    Son olarak ırklardan bahsetmem gerekirse sadece insan ve ork şeklinde sınırlı kalmamış olan oyun yenilik olarak insan, ork, elf, cüce, goblin ve de orta çağdan gelen yaratık tarzlarını getirmiştir. Oyun yazın piyasaya çıkacakken internet üzerinden indirmesi yapılabilir ve oyuncuları cezbedebileceği görülmektedir.

   Unutmayın bu sadece bir oyun. Gerçek dünya sanal hayatta değil, dışarıda doğada, arkadaşlarınızda, ailenizde.


MS

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Hasan Sabbah ve Alamut Terörü – Yaşar Şahin ANIL



 


       Hasan Sabbah yeryüzündeki ilk suikastçı, haşhaşi tarikatının lideri, müritlerine kendisinin tanrı olduğunu inandırtan insan. Yürüttüğü eylemlerin yanında bilgi ve eğitim düzeyi ile kendisinin deha olduğunu fark ettiğimiz insan. 

        Her nedense günümüzde bir yerlere gelmek isteyen yazarlar dönemin çok tutan kitaplarını kendi yorumlarını kattıklarını sanarak tekrardan kaleme alıp piyasaya sürme telaşı içindedirler. Bu kanının gerçekliğini bu kitapta bir kez daha görmüş bulunmaktayım. Yazar diğer yazarlarında sıklıkla başvurduğu gibi “Hasan Sabbah” ve “Alamut” kelimelerini birbirleriyle bağdaştırarak piyasaya kitap sürmüş ve ismini duyurmaya çalışmıştır.


        Fakat söylemek gerekir ki Alamut Terörü kelimelerinden de anlaşılacağı üzere kitap Hasan Sabbah’ı diğer kitaplar gibi övmek yerine parça parça hem övmek hem de yermek için yazılmıştır ve yazarın diğer diye tabir edebileceğimiz yazarlardan farkı da bu olmuştur. Zorbalıklarla, gizli anlaşmalarla, kusursuz suikastlarla, işkenceyle yani insanın içindeki sevgi karşıtı her türlü faaliyetle süreğenliğini sağlayan bu tarikat tarih boyu adını korumuş ve günümüze kadar efsanesi gelmiş olduğu kitaptan anlaşılmaktadır. Yazar olayların ve kişileri öznel bir şekilde kaleme almış olsa da okuyucuya konu hakkında bilgisi olduğunu göstermek için yer yer tarihi referanslara başvurmaktan kaçmamaktadır. 


Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk bölümü “Asr-ı Saadet’ten Sonra İslam Dünyası” olarak geçen bölüm dört halefi dönemi ile başlayıp Selçuklu Devleti’nin yükseliş dönemindeki toplum yapısına kadar olan süreci anlatan bölümdür. İkinci bölüm “Batınîlik” ve üçüncü bölüm ise “Muhalefet Cephesi” isimleriyle kitapta yer almıştır. Bu bölümler dönemin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısını okuyucuya yansıtmaktadır. Dördüncü bölüm “Hasan Sabbah” bölümüdür. Kitabın vurucu noktası ve prestij kısmıdır diyebiliriz. Dönemin sosyo-kültürel, ekonomik veya siyasal durumunu bilmeksizin de son bölümü okuyan bir okuyucu Alamut’u rahat bir şekilde algılayabilir ve Hasan Sabbah’ın dünya üzerindeki ilk terörist olduğunu kafasında oluşturabilir. 


Hasan Sabbah, Dünya üzerindeki ilk terörist lider, kusursuz bir emir-komuta zinciri kuran insan, sözde bütün Dünya’ya islamı yaymak için terör, kaos ortamı ile beslenen bu yolla gücünü arttırmaya çalışan insan, yaptığı kusursuz planlar ile kendisinin deha olduğunu bizlere kanıtlayan insan. 


Yüz sayfada anlatılabilecek bir durumu edebi bir değer taşıması amaçla üç yüz sayfada anlatmak ne kadar mantık işi bunu okuyuculara bırakıyorum. Yazar diğer Hasan Sabbah kitaplarında olduğu gibi kısır döngü içerisinde anlatılan durumu başına eklemeler yaparak yeni bir isimle önümüze sunmakta ve bize bu kitabın diğerlerinden farklı olduğunu empoze etmeye çalışmaktadır. 


MS

1 Mayıs 2014 Perşembe

Hoşgeldiniz


Kültürün Yeni Adresine Hoşgeldiniz

Merhabaaa herkeseeee. Umarım enerjimi size aktarmış bir nebze olsun dikkatinizi çekebilmişimdir. Her güzel günü gülerek geçirmeniz dileklerimizle başlamak istiyoruz.

 

Mutlululuk.

 

Şu dünyada sizin mutluluğunuz kadar önemli bir şey yok. Önemli olan duygular, yüzünüzün gülmesi, etrafa neşeli gözlerle bakmanız. Gece uyuyacağınız zaman asık bir suratla değil, mayhoş bir gülümseme ile uyumanız dilekleriyle. 

 

Biz burada ne mi yapıyoruz? Sizin de anlayacağınız üzerine burada kültürel olarak kitapları, filmleri, oyunları ve de müzikleri yazarlarımız tarafından inceleyerek eleştirel (hem pozitif hem de negatif) bakış açısıyla kaleme aldığı düşüncelerini sizlere yansıtmak olacaktır.

 

Size en iyi şekilde hizmet verebilmek ve size bir parça da olsa yeni bir bakış açısı kazandırabilirsek ne mutlu bize.

 

 

 

 

Not: Eğer özel olarak bir konu hakkında yazmamızı isterseniz bizle iletişime geçebilirsiniz.